Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına Pençe-Kilit Harekat Bölgesi'nde terör örgütü PKK'nın saldırılarıyla şehit olan güvenlik personellerinin isimlerini tek tek sayarak ve şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek başladı.

Akşener, her terör saldırısı veya önemli dış politika gelişmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanları aradığını, son saldırıda da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü ancak Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in kendisine geri dönüş yapmadığını söyledi.

CHP Lideri Özgür Özel: Bence 1.5 yıl sonra erken seçim olur CHP Lideri Özgür Özel: Bence 1.5 yıl sonra erken seçim olur

Parti olarak Meclis Genel Kurulunda teröre karşı ortak bir bildiri imzalanmasına yönelik bir teklifte bulunduklarını hatırlatan Akşener, "Günlük siyasette birbirimizi kıyasıya eleştirebiliriz ama bu tür konularda dış dünyaya karşı ortak bir tutum belirlemeliyiz. AK Parti, Saadet Partisi ve MHP bizim teklifimize 'evet' diyerek imza attılar. Ama anlayamadığım ve çok ayıpladığım bir biçimde bir bildiri savaşı çıktı. PKK'lılar herhalde çok mutlu olmuş ve birbirine düşen Gazi Meclisin gafil mensuplarına çok gülmüşlerdir. AK Parti'yi doğru bulmamak, onun yaptığı işleri eleştirmek, ona rekabet etmek onu sandıkta yenmek, bu iddiayla ortaya çıkmak herkesin hakkıdır. Ama şehit ailelerinin karşısında bu milletin temsilcileri olarak bizler kaya gibi durmak zorundayız, o PKK'lı şerefsizlere karşı" diye konuştu.

DEM Parti'nin bildiriye imza atmasını zaten beklemediklerini belirten Akşener, yapılan toplantılar sonrasında tekliflerinin Meclis Başkanlığı tezkeresi olarak Genel Kurulda oylandığın hatırlattı.

"AHLAKSIZLIK OLARAK GÖRÜYORUM"

Meral Akşener, şöyle konuştu:

"İlginç bir şekilde ayrı bildiri yayınlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi? Karın ağrıları İYİ Partinin hür ve müstakil olarak seçime girmesi miydi? 'AK Parti'ye yanlanıyor'. Eğer AK Parti'yle bir el sıkışmamız olsaydı bizden seçilen bir milletvekilinin şekil şartlarını bile yerine getirmeden koşa koşa AK Parti'ye geçip Eskişehir'de belediye başkan adayı gösterilmesi mümkün olur muydu? Hele Meral Akşener'in genel başkanı olduğu bir partide. Anlaşma olsaydı böyle bir şey olabilir miydi? Bu şahsıma hakarettir. İnanıyorum ki Eskişehir dümenci bir insanı da seçmeyecektir. Demek ki biz kimseye yanlamıyoruz. Ama her iki tarafın da argümanları aynı. Resmi olarak bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nı ve ilgili iki bakanını arıyorsunuz, neler oldu, neler bitti. Bunların her birisini ahlaksızlık olarak görüyorum. Gereğini yapmayan namerttir. İstediğiniz kadar zırlayın, bağırın, çağırın hür ve müstakil olarak gidip bu ülkede üçüncü yolu açıp bu milletin sesi olacağız ve kazanacağız. Çünkü hür ve müstakil olarak çıkmamız bazı şeyleri açığa çıkardı. Hani her konuda biz suçluyduk. Dürüst açık bir şekilde DEM Parti'yle el sıkışın, sizin elinizi tutan mı var? Bizim seçmenimizde madem ki cebinizde duruyor, hadi bakalım el sıkışın, her yeri alın, görelim bakalım neymiş dünya."

Akşener, teröre karşı içerdeki ve dışardaki mücadeleyi sonuna kadar desteklediklerini ancak her terör saldırısı sonrasında "Can çekişiyorlar, son çırpınışları, ayakkabı numaralarını biliyoruz, kanı yerde kalmadı" diyerek milleti oyalayan ve bu kutlu mücadeleyi bir intikam meselesine indirgeyen hamasete de göz yummayacaklarını kaydetti.

Akşener, şöyle devam etti:

"Eğer ki 40 yıl sonra bile hala evlatlarımızı teröre şehit vermeye devam ediyorsak yapmamız gereken şey strateji değiştirmektir. Ama öyle, geçtiğimiz yıllarda yapıldığı gibi teröre sözüm ona çözüm bulmak için siyasi arayışlara girmekten bahsetmiyorum. Çünkü sözde 'teröre siyasi çözüm' diyerek atılan her adım şüphesiz ki Türkiye'nin kuruluşuna, varlığına ve huzuruna yönelen birer kurşun olarak geri dönecektir. Nitekim bunu yakın tarihimizde yaşadık, çok acılar çektik. Canlarımızı, evlatlarımızı kaybettik. Bir daha tekrarlanmasına da asla müsaade etmeyiz.

Bahsettiğimiz strateji değişikliği sahada ve dış politikada atılacak bazı adımları içeriyor. Mesela İran'a bakın. İran, Irak'la anlaşmaya vararak bu adımları gayet iyi atabiliyor. İran'ın PKK'sı olan PJAK'ın Irak sınırlarında bulunan üslerden çıkarılıp silahsızlandırılmasını pekala sağlayabiliyor. İran 'eğer Irak tarafından gereği yapılmazsa ben gereğini yapacağım' diyor. Ve sonra da Irak tıpış tıpış gereğini yapıyor. Biz de öncelikle Irak topraklarında bulunan terör bölgelerine karşı gerekli adımları atmalıyız. Dolayısıyla buradan iktidara sormak istiyorum. Irak’ta bölgesel yönetimle görüşüyorsunuz, o zaman neden bu konuda adım atmaları için onlara kesin ve net bir dille uyarıda bulunmuyorsunuz?"

Kaynak: AA