Sarayburnu Fatihleri, spor yapmak ve sağlıklı yaşamak için kendilerini her sabah boğazın serin sularına bırakıyorlar. İçlerinde kuyumcu, telefoncu, berber, çantacı, başörtücü, kotçu, turizmci, ayakkabıcı, matbaacı, mali müşavir, çantacı, inşaatçı gibi farklı mesleklerden pek çok kişi yer alıyor. Kışın titreten soğuğuna aldırmadan yüzen çılgınların bir gününe tanık olduk. 

ATEŞİN BAŞINDA ISINIYORLAR

Yüzme çılgınları, güne Ayasofya Cami'de namaz kılarak başlıyorlar sonra Sarayburnu'na inerek boğaza atlıyorlar. Kısa bir yüzmenin ardından ise yaktıkları ateşin başında ısınıyorlar. Kimisi sıcak bir çorba, kimisi börek yaptırmış hatta pilav getiren bile var. Hem dayanışma hem ikram kültürünü yaşatıyor sporun birleştirici gücü... En küçükleri Bedirhan 16 yaşında, en yaşlı olanlar ise 80'e merdiven dayamış durumda. Üstelik “nazar değer” düşüncesi ile fotoğrafını da çektirmiyor.

Harris: Bu savaş bitmek zorunda Harris: Bu savaş bitmek zorunda

SICACIK ÇAYLARI DA HAZIR

Kendilerine kayalıkların içinde bir alan bile oluşturmuşlar, rüzgar almayan noktada giyiniyorlar. Sıcacık çaylarını ise evsiz bir amca hazırlıyor. Onlar yüzerken eşyalarına da sahip çıkıyor. Hem bir mazluma el uzatıyorlar, hem de güven içinde yüzüyorlar.

"HERKES BİZİ KISKANIYOR"

Konuştuğumuz Hüseyin Kahraman 51 yaşında, kebap ustası olduğunu söylüyor. 5 yaşından beri yüzdüğünü ve son 10 yıldır, her gün Sarayburnu'nda olduğunu söylüyor. Kahraman, “Yaz bitince de bu suyu bırakmıyoruz her gün giriyoruz. Bir kişi bedenini alıştırmadan bu suya atlasa hipotermiye girer. Kar, yağmur, fırtına fark etmiyor, herkes bizi kıskanıyor” diyor.

KOŞARAK GELEN VAR

Sabahları yaptıkları tek spor yüzme değil. Sarayburnu müdavimlerinin kimi Esenler'den koşarak geliyor, kimi de Bahçeşehir'den bisikletine atlıyor. Bazı günler ortalama 70 kişiyi buluyor. 6 senedir düzenli şekilde boğazda yüzen Hüseyin Orak, “Sıcak bir memleketten gelsem de soğuğu da seviyorum” ifadelerini kullanıyor.

ALIŞTIRMAK ÖNEMLİ

Kuyumcu Zihni Ademoğlu ise, çocukluğunun Fatih'te geçtiğini ve kayık kiralayarak boğazda gezdiği zamanları anlatıyor. Ademoğlu, “Spor sağlıktır su şifadır” düsturu ile hareket ediyoruz, en az haftada 3 gün gelenler var. Herkese tavsiye edemiyoruz vücudu alıştırma süreci önemli” şeklinde konuşuyor.

Berber Adnan Kurt da, denizden hemen sonra hızlıca giyinerek ateş başına geçmek gerektiğine dikkat çekiyor.

Grubun en küçüğü ise 16 yaşındaki Bedirhan Yıldız. Arkadaşlarına “Evde boş boş oturmasınlar, yüzsünler, burada aile ortamı var, herkesi seviyorum” tavsiyesinde bulunuyor. Henüz 16 yaşındaki Bedirhan her gün kış soğuğuna aldırmadan, kendini boğazın serin sularına bırakıyor.

Editör: Duha Sena Oskay