Trachtenberg, Holokost ve soykırım uzmanı Amerikalı bir Yahudi olarak İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve soykırımla yargılanması hakkında AA’ya değerlendirmelerde bulundu.

Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarının ardından, İsrail’in Gazze’deki sivil halka karşı son derece orantısız şiddet uyguladığını belirten Trachtenberg, İsrailli liderlerin en başından bu yana sadece 7 Ekim saldırılarının sorumlularını takip etmediğini, Gazze Şeridi'nde yaşayan tüm Filistinlileri sorumlu tuttuğunu kaydetti.

Trachtenberg, şöyle devam etti:

"Bunu yaparken soykırım niteliğinde bir imha kampanyası başlattılar, sadece en az 29 bin Filistinliyi öldürmekle, 10 binlerce Filistinliyi yaralamakla kalmadılar, aynı zamanda yaşamı destekleyen koşulları yok etmek için bilinçli olarak hareket ettiler. Bunu yapmaları, açıkça soykırım eşiğine dayanıyor. Çünkü bu aynı zamanda, İsrailli yetkililerin, tüm Filistinlileri sorumlu tutacakları adımları tam olarak uygulayacakları, masum hiçbir Filistinlinin olmadığı ve 7 Ekim saldırılarının bedelini tüm Filistinlilerin ödeyeceği şeklinde geniş bir yelpazedeki açıklamalarıyla da birleşiyor"

İsrail’in uluslararası kamuoyunu ve hukuku karşısına alarak Filistinlilere yönelik soykırım saldırılarının altındaki ana nedenlerden birinin sahip oldukları "siyonizm ideolojisi" olduğuna dikkati çeken Trachtenberg, İsraillilerin işgal ettikleri Filistin topraklarını Yahudi halkının mülkü ve ebedi vatanı olarak gördüğüne vurgu yaptı.

Trachtenberg, "Dolayısıyla o bölgede bulunan ve Yahudi olmayan tüm diğer halklar bu (siyonist) vizyonun düşmanları olarak görülüyor. Ve bu gibi kriz anları, gerçekte sadece toprakları Filistinlilerden daha fazla temizlemeye yönelik girişimlerdir. Şu anda gördüğümüz şey, 1948'de Nakba'da ve 1967'de İsrail'in bu bölgelere yayılmasında gördüklerimizin aksine, Filistin halkını, özellikle de şu anda Gazze'dekileri bütünüyle yok etmek için soykırım niteliğinde kampanyaya giriştikleridir" dedi.

"İSRAİL'İN 1948'DEN BU YANA ÜSTLENDİĞİ YAKLAŞIM, DÜNYADAKİ YAHUDİLERİ DAHA GÜVENLİ HALE GETİRMEDİ"

İsrail’in, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) Gazze’de soykırımın yaşanmaması için çok net adımlar atması talimatını görmezden geldiğine ve o kararın ardından da binlerce insanın hayatını kaybettiğine işaret eden Trachtenberg, Filistinlilere yönelik saldırıları sürdüren İsrailli yetkililerin dünyada izole olarak tek başına hareket etmeleri gerektiğine ve herkesin düşmanları olduğuna inandıklarını düşündüğünü kaydetti.

Trachtenberg, bu nedenle İsrail’in uluslararası kuralların kendisi için geçerli olmadığına inandığını belirterek, "Ne yazık ki antisemitizmin tarihsel olarak kendi kendine var olmadığı göz ardı ediliyor; aslında nefretin ve bağnazlığın diğer biçimleriyle iç içe geçmiş durumda." ifadelerini kullandı.

Yahudi tarihini çok yakından araştıran Amerikalı bir Yahudi akademisyen olarak konuştuğuna işaret eden Trachtenberg, Yahudilerin, tarihte maruz kaldıkları baskının aslında diğer halkların gördüğü baskıyla iç içe olduğunu kabul ederek diğerleriyle dayanışma hatları oluşturup dünyayı herkes için daha güvenli hale getirebileceğini söyledi.

İsrail’in güney Lübnan’a saldırı başlatmasının ardından Hizbullah da intikam saldırısı duyurusu yaptı İsrail’in güney Lübnan’a saldırı başlatmasının ardından Hizbullah da intikam saldırısı duyurusu yaptı

Trachtenberg, şöyle devam etti:

"İsrail'in gerçekten de 1948'den bu yana üstlendiği yaklaşım, dünyadaki Yahudileri daha güvenli hale getirmedi, herkes için tehlike düzeyini artırdı. Bizim farklı bir yol bulmamız gerekiyor. Bu konuda mahkemeler olsun, siyasi baskı olsun, lobicilik olsun, önümüze çıkan her yolu denememiz çok önemli. Barışçıl bir çözüme inanan, İsrail’in durması gerektiğine ve bu soykırımı sürdürmenin, sonuçta dünyadaki Yahudi istikrarına yönelik kendi uzun vadeli hedeflerini boşa çıkaracağını kabul etmesi gerektiğine inanan tüm aktivistleri yanımıza almalıyız"

"YAHUDİLERIN DÜNYADA İSTİSNAİ OLDUĞUNU ÖNE SÜRMEK, ANTİSEMİTİZMİ GÜÇLENDİRİYOR”

İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırıma varan saldırılarına karşı çıktığı için çok eleştiri aldığını, çevresindeki birçok yakın arkadaşını kaybettiğini ancak öte yandan dayanışma içinde birçok yeni insan tanıdığını belirten Trachtenberg, "Bu anlamda benim için aydınlatıcı bir zaman oldu" diye konuştu.

Trachtenberg, "İnsanların özellikle bu krizden soykırım olarak bahsedilmesinden, soykırım olarak adlandırılmasından duydukları rahatsızlığın, soykırım kelimesinin kendisinin sarsıcı olmasından değil, bu terimin Yahudi halkına uygulanması konusunda büyük bir endişe duyulmasından kaynaklandığını düşünüyorum çünkü Holokost krizimizden dolayı bu terimin kendisi ortaya çıktı" dedi.

Öte yandan "soykırım" teriminin oldukça özgür olarak kullanıldığına dikkati çeken Trachtenberg, Başkan Joe Biden’ın Ukrayna’yı işgal eden Rusya’ya karşı bu terimi defalarca kullandığını örnek olarak gösterdi.

Editör: Duha Sena Oskay