I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nin Filistin ve Sina Cephelerinde İngiliz askeri birliklerini Mısır’da tutmak üzere planladığı, lakin başarısızlıkla sonuçlanan iki Süveyş Kanal Askeri Harekatı’nın ardından İngilizler için Filistin yolu açılmış bulunuyordu. İngiliz General Elmund Allenby (1861-1936) komutasındaki İngiliz Ordusu 11 Aralık 1917 tarihinde Kudüs şehrini işgal etmesiyle beraber 400 yıllık Osmanlı hakimiyeti ile Haçlılardan sonraki dönem için de 730 yıllık İslam hakimiyeti son bulmuştur.

02 Kasım 1917 tarihinde İngiltere Dışişleri Bakanı Artur Balfour (1848-1930)’un kendi adıyla anılan Balfour Deklarasyonu ilanı ile Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi Devleti’nin kurulması konusunda İngiliz hükümetinin Uluslararası Yahudi Siyonist Hareketini destekleyeceği beyanından sonra Filistin topraklarına Yahudi göçleri başlamıştır. 1920 yılında oluşturulan İngiltere Filistin Mandası, Milletler Cemiyeti’nin 1922 yılında onaylamasıyla resmilik kazanmasıyla birlikte 1923 yılı itibariyle ilan edilen sivil manda yönetimi ile göreve başlamışlardır.

Filistin topraklarına ilk toplu Yahudi göçü 1882 yılında çoğunluğunun Doğu Avrupa ve Yemen Yahudilerinin oluşturdukları 20-25 bin civarında göçmen ile gerçekleşmiştir. Bunun ardında 1904 ve 1914 tarihleri arasında 40 bin yine Doğu Avrupa’da yaşayan Yahudiler Filistin’e göç etmişlerdir. İngiliz Manda yönetiminin ilanından sonra Filistin topraklarında yapılan nüfus sayımları sonrası 700 bin nüfusa karşılık 65 bin civarında Yahudi yaşamaktaydı. Manda yönetimindeki Filistin, bu dönem de İngilizlerin Yahudilere uyguladıkları göç kotalarına rağmen 1925 yılında gelindiğinde Yahudi nüfusunun 104 bine ulaşmıştır. Filistin topraklarına gelen Yahudi nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Doğu Avrupa Yahudilerinin köylü sınıfından olması bölgedeki kümülatif tarım çiftliklerinin kurulmasını sağlamıştır. Avrupa’da Yahudilere karşı artan düşmanlık yani antisemitizm duygulardan dolayı Yahudi karşıtlı eğilimin artması ve bunun eylemlere dönüşmesi sonucunda 1924-1929 yılları arasında çoğunluğunun Polonyalı Yahudilerin oluşturduğu Litvanya, Romanya ve Sovyetler Birliği’nden 82 bin göçmen Filistin’e göç etmiştir. Almanya’da Nazi Partisi’nin lideri olarak 1933 yılında iktidara gelen Adolf Hitler (1889-1945) kendisinin ve partisinin antisemitizm ile Aryan (asil) ırkının üstünlüğüne olan inancı ve aşırı Alman milliyetçiliği savunuculuğu sonucunda ülke de yaşayan Yahudilere karşı zulümler hat safhaya çıkmıştır. 30 Ocak 1939 tarihinde Adolf Hitler, Ulusal Parlamento üyelerine yaptığı konuşmasında “Avrupa’daki Yahudi ırkının yok edileceği” yönündeki ifadesiyle Yahudilere yönelik nefretini ortaya çıkarmıştır. Avrupa’dan en büyük Yahudi göçlerinin yaşandığı bu dönem Türkiye, Yunanistan, İran ve Yemen’den de sayıları 250 bini bulan göçmenler Filistin’e yerleşmişlerdir. 1940 yılına geldiğimiz de Filistin’de yaşayan Yahudilerin sayısı 450 bini aşmış durumdaydı. II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile Avrupa’da yeraltı örgütler ile Yahudileri kaçırma operasyonları gerçekleştirilerek 110 bin Yahudi’yi Filistin’e göç ettirmişlerdir.

Manda yönetimi döneminde Filistin’de Arap-Yahudi çatışmaları sık sık yaşanır hale gelmiş ve 9 Nisan 1948 yılında Siyonist Yahudi militanların Der Yasin Köyü’nde sivil halka karşı katliam gerçekleştirmişlerdir. Git gide artan eylemlerin yaşanmasının ardından Birleşmiş Milletler paylaşım planı uyarınca 14 Mayıs 1948 tarihinde İsrail Devleti’nin kurulduğu ilan edilmiştir. 24 saat içerisinde Arap-Yahudi Savaşı başlayarak 1949 yılının ilk aylarında Birleşmiş Milletler nezdinde savaşa son verilerek antlaşmaya varılmıştır. Yeni kurulan İsrail Devleti’nin kazanımları ile kalıcı varlığını sağlamak amacıyla kendi topraklarında yaşayan 700 bin Filistinli Müslüman topraklarından kovulmuş ve 600 civarındaki yerleşim yeri Yahudiler tarafından yok edilmiştir.

İsrail Devleti’nin kurulmasıyla diaspora da yaşayan Yahudilerin İsrail’e göç hareketleri hızlanarak üç yıl içerisinde ülkenin nüfusu 1 buçuk milyonu aşmış durumdaydı. 1950 yılların ortalarından itibaren Kuzey Afrika ülkeleri olan Mısır, Tunus, Cezayir ve Fas’tan 240 bin Yahudi göç ederken, Hindistan, İran, Polonya gibi ülkelerden ve Latin Amerika ve Avrupa’dan da yoğun göç dalgası yaşanmaktaydı. Yemen’de yaşayan 49 bin Yahudi Haziran 1949 ile Eylül 1950 yılları arasında uçaklarla taşınırken, 1948-1970 yılları arasında Arap topraklarında yaşayan 650 bin Yahudi İsrail’e göç ettirildi. Önemli bir Yahudi nüfusunu barındıran ülke olan İran, 1948 ile 1978 yılları arasında 70 bin Yahudi İsrail’e göçerken, 1979 yılında gerçekleşen İslam Devrimi sonucunda İran’da yaşayan Yahudilerin çoğu Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmişlerdir. II. Dünya Savaşı’nın son bulmasıyla Romanya’da yaşayan 119 bin civarındaki Yahudi Amerikan Yahudi Ortak Dağıtım Komitesi’nin yardımıyla kendi istekleri doğrultusunda kişi başı 420 dolara İsrail’e satılırken, 1965 yılında Romanya’nın komünist lideri olan Nicolae Ceauşescu (ö:1989) 235 bin Yahudi’yi para karşılığı İsrail Devleti’ne satarak göç ettirmiştir. Bu durumdan memnun olan Ceauşescu “petrol, Alman ve Yahudiler bizim en önemli ihraç mallarımızdır” demiştir. Beta İsrail olarak bilinen Etiyopyalı Yahudiler 1970’li yılların ortalarında başlattıkları İsrail’e göç dalgasını 1991 yılına kadar sürdürmüş ve 100 bin civarında göçmen İsrail’e gelmiştir. Aralıklar halinde Etiyopya’dan İsrail’e Yahudi göçleri devam ederken en son göç 2022 yılında 500 göçmen ile gerçekleşmiştir. Yahudi nüfusunun yoğun olarak yaşadığı ülkelerin başında gelen Rusya, Çarlık ile Sovyet rejimleri dönemlerinde Yahudilerin birçok kez Filistin toprakları ve İsrail’e olan göçler yaşanmıştır. En büyük Yahudi göçünün yaşandığı 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla yaklaşık 1 milyon Yahudi İsrail’e göç etmiştir. 2000’li yılların başında Güney Amerika ülkelerinden Arjantin (10 bin), Uruguay (20 bin) ve Venezüella (10 bin) gibi ülkelerde yaşayan Yahudiler tamamen siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı ülkelerinden İsrail’e göç etmeyi tercih etmişlerdir.

ABD'deki anketler bir kez daha 'Harris' dedi ABD'deki anketler bir kez daha 'Harris' dedi

İsrail Yahudi Ajansı (https://www.jewishagency.org/)’nın 15 Eylül 2023 tarihinde yayınladığı istatistik raporuna göre, 2023 yılı dünya genelinde Yahudi nüfusunu 15 milyon 700 bine ulaştığıdır. Bu nüfusun 7 milyon 200 bini İsrail’de yaşarken, 8 milyon 500 bini ise diğer ülkelerde yaşıyor olmasıdır. Yahudi nüfusunun en kalabalık olduğu ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 6 milyon 300 bin Yahudi yaşamaktadır. İsrail Yahudi Ajansı, Ocak 2023 yılı itibariyle Yahudi nüfusuna sahip ülkeleri ve nüfuslarını da yayınlamıştır. Buna göre:

ÜLKELER

*   YAHUDİ NÜFUSU

  Almanya

125.000

  Arjantin

171.000

 Avustralya

117.200

   Avusturya

10.300

   Belçika

29.000

  Birleşik Krallık

312.000

  Brezilya

90.000

  Fransa

440.000

 Güney Afrika

50.000

 Hollanda

29.700

  İspanya

13.000

 İsveç

14.900

  İsviçre

20.500

  İtalya

26.900

  Kanada

398.000

   Macaristan

46.000

  Meksika

40.000

  Panama

10.000

   Rusya

132.000

   Şili

15.700

   Türkiye

14.200

   Ukrayna

33.000

   Uruguay

16.200

Arap ve Müslüman ülkelerde yaşan Yahudi nüfusu yaklaşık olarak 27 bin civarındadır. En kalabalık Yahudi nüfusunun bulunduğu ülke olan Türkiye’de 14.200, İran’da 9100, Fas’ta 2100, Tunus’ta 1000 ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde 500 kadar Yahudi nüfusu yaşamaktadır. Diğer 80 ülkede yaşayan Yahudi sayısının 10 bin civarı olduğu istatistik raporunda yayınlanmıştır.

HABER: YASİN İLKDOĞDU

Editör: Duha Sena Oskay