Son dönemde yaşanan ekonomik değişimler ve artan enflasyon, bireylerin finansal durumunu olumsuz etkiliyor. Yeni eşya, ihtiyaçlar, ev veya araba gibi büyük alımlar için kredi çekmek isteyenler, yüksek faiz oranlarıyla karşılaşarak hayal kırıklığı yaşıyorlar. Özellikle ortalama bir bankadan 100 bin lira gibi bir miktar için yapılan kredi başvurularında, geri ödeme tutarlarının yüksekliği dikkat çekiyor.

Bu durumda, bireylerin kredi çekme planları altüst oluyor ve hayalleri erteleniyor. Hem ev hem de araba gibi büyük alımlar için kredi çekmek artık zorlaşıyor ve bazı durumlarda imkansız hale geliyor. Özellikle 24 aylık bir vadeyle yapılan kredi geri ödemelerinde, aylık taksitlerin yüksekliği ve toplam geri ödeme miktarının katlanarak artması, tüketicileri tedirgin ediyor ve krediye olan talebi azaltıyor.

Bu durumun ana sebeplerinden biri olarak, ekonomideki genel belirsizlikler ve yüksek enflasyonun yanı sıra, Merkez Bankası'nın faiz politikalarındaki değişimler de gösterilebilir. Faiz oranlarının yükselmesi, kredi maliyetlerini artırarak bireylerin krediye erişimini ve kullanımını kısıtlıyor.

Yoğun veri takvimi öncesi küresel piyasalar temkinli Yoğun veri takvimi öncesi küresel piyasalar temkinli

Bununla birlikte, yüksek faiz oranları sadece bireyleri değil, aynı zamanda ekonomiyi de olumsuz etkiliyor. Tüketici harcamalarının azalması, üretim ve istihdam üzerinde baskı oluşturabilir, dolayısıyla ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir.

Bu nedenle, ekonomik istikrarın sağlanması ve faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesi, bireylerin finansal planlarını yapmalarını ve büyük alımlar için krediye erişimlerini kolaylaştırarak ekonomik büyümeyi destekleyebilir. Ancak, bu gibi ekonomik değişikliklerin zaman alacağı ve birçok faktörün etkileşim halinde olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Banka faiz oranlarının yükselmesi, tüketicilerin kredi çekme ve hayallerini gerçekleştirme konusunda önemli zorluklarla karşılaştığı bir dönemi işaret ediyor. İhtiyaçlarını karşılamak, evini ya da aracını yenilemek isteyen bireyler için bankaların sunduğu kredi imkanları artık ulaşılmaz gibi görünüyor.

Özellikle 100 bin lira gibi orta büyüklükteki krediler için dahi ödenmesi gereken miktarlar, çoğu insanın bütçesini aşacak seviyelere çıkmış durumda. Örneğin, 24 ay vadeli olarak alınan 100 bin liralık bir kredi için ödenecek aylık taksit tutarı ortalama 9 bin liraya kadar çıkabiliyor. Bu da geri ödenecek toplam tutarın 201 bin lirayı aşmasına neden oluyor.

İkinci el bir araç almak isteyenler için ise durum daha da vahim. Örneğin, 400 bin lira tutarında bir kredi için 36 ay vadeli bir plan yapıldığında aylık ödeme tutarı ortalama 30 bin liraya kadar çıkabiliyor. Bu da 3 yılın sonunda geri ödenecek miktarın 1 milyon lirayı aşmasına neden oluyor. Bu durum, birçok kişinin araç sahibi olmayı hayal etmesini engelliyor.

Konut kredilerinde de benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Faiz oranlarının yüzde 3 civarına ulaşmasıyla birlikte ev sahibi olmak isteyenler için ödeme koşulları oldukça zor hale geliyor. Özellikle 10, 12 veya 15 yıl gibi uzun vadelerde alınan konut kredileri için ödenecek toplam miktarın oldukça yüksek olması, birçok kişinin alternatif finansman yöntemlerine yönelmesine sebep oluyor.

Tüm bu durumlar göz önüne alındığında, birçok kişinin bankalardan kredi çekmek yerine alternatif çözümler aradığı ve elden borç almanın yaygınlaştığı görülüyor. Ancak, bu da beraberinde belirsizlikleri ve riskleri getiriyor. Dolayısıyla, tüketicilerin finansal planlamalarını yaparken daha dikkatli olmaları ve uzun vadeli planlarını gözden geçirmeleri gerekiyor.