Gündem

Seçil Erzan'ın ifadesindeki dikkat çeken kilit isim kim?

Futbolda dolandırıcılık davasında başta Fatih Terim olmak üzere birçok ünlü futbolcuyu dolandıran banka müdürü Seçil Erzan'ın bugüne kadar verdiği ifadelerinde dikkat çeken bir isim gündeme geldi.

Birçok ünlü futbolcuyu Fatih Terim Fonu adı altında 45 milyon dolara yakın dolandıran banka müdürü Seçil Erzan'ın ifadesinde dikkat çeken detaylar ortaya çıktı.

Galatasaraylı futbolcular ve Fatih Terim'le olan ilişkisinden söz konusu fona insanları nasıl ikna ettiğine kadar birçok konuda detaylı açıklamalar yapan Seçil Erzan’ın ifadelerinde Ali Yörük ismi dikkat çekti. 

Erzan, ifadesinde, "Ali Yörük zaman zaman benim fon vadettiğim insanlardan alacağım parayı teslim alan kişidir. Paraları teslim alıp, kafasına göre belirlediği bedeli kendisi için alırdı" dedi.

"İNSANLAR BENİM SAYEMDE MÜLK SAHİBİ OLDU"

Seçil Erzan ilk duruşmadaki ifadelerinde şu açıklamaları yaptı:

"Her şey gereksiz 'ben yaparım' özgüveniyle başladı. Benim görmezden geldiğim küçük küçük şeyler meğer çok çok büyük şeylermiş. Bu hayat banka müdürü Seçil Erzan olmaktan daha zormuş. Genel müdürümüz bize, 'Benim şube müdürlerim kaptanlarımdır. Çıplak ayakla kor üstünde yürür' derdi. Ben Şubat ayına kadar korların üstünde yürüdüm. Hiçbir yanlışım olmadı. Ben batmak üzere olan bir geminin kaptanıydım. Dolandırıcı olsam gemi batar ben kurtulurdum. Suça konu olan bakiyenin bende olmadığı, bu bakiyeyi bir yerde saklamadığımı, bununla bir şeyler almadığımı salondakilerin bildiğini çok iyi biliyorum. Bakiyenin 45 milyon olmadığını bildiklerini de biliyorum. İddianamede adı geçenlerle paradan para kazanma konusunda ortak noktamız vardı. Çok iyi çalışandım, çok iyi iş yapardım bu yüzden o camiada bilinirliğim oldu. Ben dolandırıcı değilim. Beni ben dolandırdım. Son dönemde bir şeyler ortaya çıktı. Ben Galatasaray kulübüne yakın olduğum için oyuncuların parasını değerlendirme konusunda elimden geleni yapıyordum. Ben insanların parasını üzerime almadım. Birileri beni dolandırdı. Dışarıda parayı değerlendireceğimi düşündüm ve evimi defalarca ipotek ettim. Arabamı sattım her şeyi mi sattım."

"Faiz adı altında bu insanların aza tamah etmemeleri, çok kazanmak istemeleri beni bu hale soktu" diyen Erzan, "Şubat ayından sonra ben baskı altına girdim. Bu insanlar 7/24 beni rahatsız ettiler. Çok kötü olaylar yaşadım, evimi bastılar, silahla tehdit ettiler, mermi gösterdiler, işten attıracağız diye tehditler ettiler. İnsanların hepsi kâğıt parçası istiyorlardı çünkü o kâğıtlar 'ben size borçluyum' demekti. Amacım orada ben size parayı ödeyeceğim demekti. Ben hesap kitap yapamadığım da bana yardımcı olmalarını istediğim insanlar oldu. Bana dolandırıcı dedirtmeyin. Ben dolandırıcı olsaydım kimseye senet vermezdim. Ben canımla buradayım. Nisan ayından beri sağlıklı düşünemiyorum. Ben çok korkak biriyim. Ben 45 milyon dolar değil bin dolar bile kaçıramam. 11 Nisan'da biz bunların hesap kitabını yapmaya başlamıştık. Evime gelerek beni darp ettiler. Çok özür dilerim, çok üzgünüm. Ben banka dolandırıcılığı yapsaydım cebimde para olurdu. Bu salondaki herkes benim etimden sütümden faydalandılar. Ben sadece canımla kaldım. Ben bankadan para alıp vermesem de kendi malımı satıp onlara para verdim. Ben kaçmadım, gitmedim. Amacım kimseyi dolandırmak değildi. Basiretli bir bankacıydım. Ben dolandırıldım. İnsanlar benim sayemde mülk sahibi oldu" ifadelerini kullandı.

FATİH TERİM'DEN 300 BİN DOLAR ALMIŞ

2011 yılında Florya şube müdürü olduğunu söyleyen Erzan, "2020 yılına kadar kimseye borcum yoktu. Bu dönemde yakınlarım bana para verir değerlendirirdim. O dönem halka arza filan giriyordum kendi hesabımdan. Bu insanlarda saygın insanlardı. Paramın yetmediği yerde kredi çekiyordum. Bakiyenin birilerinin evlerinde arabasında kolundaki saatlerinde yazlıklarında, birilerinin cebinde olduğunu biliyorum ben. Adı geçen herkesle ortak paydamız paradan para kazanmaktı. Bu işlemlerden komisyonda almıyordum. 2020 yılında Galatasaray camiasında saygın biri 300 bin dolar para vermişti. Sonrasında o dönemde kulüpten ayrıldı. O kişi kendisi elden parasını teslim etti, o parayı değerlendiriyordum. Bana verdiği paradan çok çok fazla istemeye başlayınca hayır diyemedim. İstediği zaman 50-100 bin gibi ona geri gönderiyordum" dedi. Mahkeme başkanının 300 bin dolar veren kişinin kim olduğunu sorması üzerine Erzan, "Fatih Terim" cevabını verdi.

Fon adı altında kimseden para almadığını belirten Erzan, "Bana herkes çok para kazanmak için ikna olmuş şekilde geldi. Fon adı altında para aldığım kişiler oldu. Emre Belözoğlu bana Volkan Bahçekapılı'nın referansı ile geldi" dedi. 

Erzan, Bahçekapılı'nın kendisine nasıl ulaştığını sorusuna ise, "Volkan Bahçekapılı'nın ailesi beni tanır, çok severdi. Oradan bildiği için geldi" cevabını verdi. Bunun üzerine Bahçekapılı'nın avukatı tekrar, "Ailesinden kim?" diye sordu. Bunun üzerine Seçil Erzan, "Fatih Terim" şeklinde konuştu. Savunmasının sonunda Erzan, "Kazandırırken Seçil'dim, kazandıramayınca dolandırıcı oldum" ifadelerini kullandı. 

"ALİ YÖRÜK İSİMLİ KİŞİYE PARAYI ALDIRDIM"

Erzan, savcılık ifadesinde ise, "Ben yakın zamana kadar Levent Denizbank Şube Müdürü olarak çalışmaktaydım ancak hali hazırda işten el çektirildim. Şöyle ki yaklaşık 10 sene Çorlu'da yine şube müdürü olarak çalıştıktan sonra 2010 yılında Denizbank Bahçeşehir Şube Müdürlüğü'ne atandım. O dönemden hiçbir sıkıntım yoktu. 2011 yılında teyzemin oğlunun yatırım söylemleri üzerine Hatek isminde spekülatif bir kâğıt alıp borsaya girdim. Aldığım bu kâğıt 3 günde battı ve 1 milyon  TL zarar ettim. Ben her fırsatta bu zararı nasıl karşılarım diye düşünmeye başladım. 15 ay sonra Florya Denizbank Şubesine Şube Müdürü olarak atandım. Bu benim için büyük mutluluk vericiydi. Her şey yolundaydı. İşimi de çok seviyordum. Fakat önceki zararımı kapatmak adına tekrar hisse senedi satın aldım. Aldığım bu kâğıt da batınca zararım iyice büyüdü. O zamandan bu zamana kadar tanıdığım, güvendiğim insanlardan yatırım vaadinde bulunarak para aldım. Geriye dönük oluşan zararları kapatmaya başladım fakat şöyle ki 2023 yılında olaylar ters gitti. Daha doğrusu 2021 yılından sonra iyice çıkmaza girdim" diyerek şöyle devam etti:

"Bana sormuş olduğunuz Bülent Çeviker Florya şubesinden uzun yıllardır tanıdığım, sevdiğim bir kişiydi. Benim borcum git gide yükseldiği için çıkış yolu olarak Bülent Çeviker'den para almayı düşündüm. Şöyle ki kendisine bir fona gireceğimi ancak küçük meblağlar ile bunun mümkün olmadığını, çok büyük müşterilerden topladığım parayı bir araya getirip bu fonu satın alabileceğimi söyledim. İlk başta 3 milyon doları istedim fakat Bülent bey bana 2.118.000 Amerikan doları verebileceğini söyledi. Ben tam olarak yatırım vaadinde bulundum. Bülent Bey'de kabul etti. Daha doğrusu ben 'Bizim çok büyük özel müşterilerimize yaptığımız işlemler var. Bunları banka içerisinde yapmıyorum. Bankanın ayrı özel bir bölümü olup sadece çok zengin müşteriler ile yaptığımız işlemlerdir. Bu sebeple parayı hesabınızdan çekin ve banka dışında bana teslim edin' diyerek Bülent Bey'i kandırdım. Bu görüşme hatırladığım kadarıyla 2023 yılının Şubat sonunda gerçekleşti. Daha sonra Bülent Bey hesabındaki 2 milyon 118 bin Amerikan dolarını çekmiş ve eşi İnci Çeviker ve oğlu aracılığı ile yine bana güvenen Ali Yörük isimli konuyla hiç ilgisiz biri ile parayı teslim aldırdım."

"BELGELERİ KENDİM HAZIRLADIM"

Erzan ifadesinin devamında, "Bana göstermiş olduğunuz belgelerden -13/02/2023 tarihli üzerinde Denizbank A.Ş Levent Büyükdere Şubesi Seçil Erzan kaşesi basılı imzalı 2.195.000 Amerikan Doları yazılı olan, Bülent Çeviker isimli müşteri hesabından fon satışı yapıldığını içerir yine Denizbank A.Ş Levent Büyükdere Şubesi Seçil Erzan kaşesi basılı imzalı, 31/03/2023 tarihli 3.000.000 Amerikan Doları havale işlemi yapıldığına ilişkin üzerinde imza bulunan bu belgeleri ben hazırladım, üzerindeki kaşeleri ben bastım ve ben imzaladım. Bana inanmaları için bir belge istiyorlardı ben de bu belgeleri banka ile tamamen alakasız bir şekilde kendim hazırladım, kaşeledim, imzalayarak teslim ettim" dedi.

"EVİMİN ÖNÜNDE ADAMLARIN BEKLEDİĞİNİ GÖRDÜM"

Erzan'ın savcılığa verdiği ikinci ifadesinde ise, şu açıklamaları yaptı:

"11/04/2023 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğum ifademi aynen tekrar ederim fakat bu ifadeye eklemek istediğim hususlar bulunmaktadır. Bunları teker teker açıklayacağım. Öncelikle evimde çıkan not kâğıtları benim tarafımdan tutulmuştur. Bu not kâğıtlarını yazan meblağlar doğrudur ancak detaylarını sormanız halinde teker teker açıklarım. Fakat şu hususları da belirtmek isterim ki bu not kâğıtlarından bizzat benim yazdıklarım doğrudur. 8 Nisan Cumartesi günü Denizbank Avrupa-1 Bölge Müdürü Sermin Hanım Çorlu'daki evime beni görmeye geldi. Daha öncesinde beni telefonla arayıp halimi hatrımı sormuştu. Bana burada kalmayabilirsin, otelde ya da istersen benim evimde de kalabilirsin dedi. Yanında koruma gibi birileri vardı. Daha doğrusu evimin önünde 4-5 tane adamın beklediğini gördüm. Geldikleri araçlar bankanın araçlarıydı. 8 Nisan günü Çorlu'daki evimde Sermin hanım benimle görüştükten sonra gitti. Bir sonraki gün 9 Nisan'da beni korumalar eşliğinde Zincirlikuyu'daki Denizbank Genel Müdürlüğü'ne götürdüler. Koluma serumlar takılarak bana bu işi banka dışında yaptın diye söylettirdiler. Tam olarak Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) vardı. Bu şahsılar 8 Nisan Cumartesi günü sabahtan akşama kadar benim yanımdaydılar. Bu şahıslar bana sürekli 'Olayda zimmet yok, evet senin bankacılık hayatın biter belki ama hayatına bir şekilde devam edersin, bu olay zimmet değil' şeklinde sözler söyleyip bana baskı kurdular. Hatta bana o kadar iyi davranıyorlardı ki tam olarak durumun ne olduğunu dahi anlayamamıştım."

HAKAN ATEŞ: BİZ SENİ KORURUZ

Erzan devamında, "9 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde bu sefer Hakan Ateş bankaya geldi. Bulunduğumuz toplantı salonuna girerek 'Kızım biz zaten insanların parasını vereceğiz ama ortada bir enkaz var, kimden ne aldıysan söyle zaten bu bir zimmet değil, zimmet olsa sen yıllarca içeride çürürdün, bu sebeple de kendin banka dışında ne aldıysan onları söyle, sen bizi koru biz de seni koruruz, Seçil'e hemen bir avukat tutalım, avukatını ben tutacağım, Sağlık Sigortanı iptal etmeyelim, annenin hastalığı ile de ilgileceğim' dedi. Zaten orada bulunan herkes aynı sözleri söyleyip olayın zimmet olmadığını bana söylediler. Sonra aynı gün benim İstanbul Göktürk'teki ikametime beni yolladılar. O sırada Sermin Tekin de benimle birlikte geldi" dedi.

Sermin Tekin'in kendisine evde detaylı arama yapmasını söylediğini aktaran Erzan, "Bütün notlarını, kâğıtlarını bana getir dedi. Ben de evde her yeri arayıp evde ajandamı ve notlarımı bulup Sermin Hanım'a verdim. Sonra tekrar akabinde aynı gün beni Çorlu'ya korumalar eşliğinde tekrar gönderdiler. Korumalar beni her yerde takip ediyordu. O sırada arkamda Güvenlik Bölüm müdürü dahil isimlerini tam olarak hatırlayamadığım 3 kişi vardı. 10 Nisan Pazartesi günü ben tekrar korumalar eşliğinde tekrar beni Zincirlikuyu'daki Genel Müdürlüğe getirdiler. Hem 9 Nisan Pazar günü hem de 10 Nisan Pazartesi günü Denizbank'ta benimle birlikte Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) bir liste oluşturduk. Bu listede kimin ne kadar para verip ne kadarını geri aldığını yazdım. O esnada yanımda bulunan şahıslar zaten sürekli birileriyle iletişim halinde olup benimle konuşup durumu başkalarına aktarıyorlardı" şeklinde konuştu.

Erzan, "Ayrıca özellikle şunu belirtmek isterim ki 8 Nisan Cumartesi günü Sermin tekin Çorlu'daki evime yanıma geldiğinde zorla benden ses kaydı oluşturmamı istedi. Bana şahsi telefonunu konuşma sırasında açarak sesimi kaydetti. Benden o esnada 'Seçilcim ben senin uzun zamandır böyle sorunlar yaşadığını biliyordum. Keşke daha önce söyleseydin. Sen bize yardımcı ol ki biz de sana yardımcı olalım. Bankada para almadığını, senin yaptığın eylemlerin bankada olmadığını söylemen gerek. Bu adamlar nasıl olur da hala bankadan para istiyorlar' şeklinde sözler söyledi. 'Eğer sen sadece banka dışında bu eylemleri yaptığını söylersen bu güveni kötüye kullanma şeklinde olur, bankada olduğunu söylersen zimmet olur, ömrün çürür' dedi" ifadelerini kullandı.

"TABLOLAR BANKA TARAFINDAN OLUŞTURULDU"

"Aynı gün bankada Ali Murat Dizdar da bana 'Olay kesinlikle zimmet değil, sen bu olayları banka dışında yaptın, sana en iyi avukatı tutuyoruz, sana iki tavsiyem var, bir avukatın sözünden asla çıkmayacaksın, o ne derse onu yapacaksın, iki tutuklanmayacaksın fakat olur da tutuklanırsan itirazını biz yapacağız' dedi. Hatta Ali Murat bana bunları unutmamam için bir kağıda bana yazdırdı. Bu olay güveni kötüye kullanma olursa cezası küçük ama zimmet olursa cezası büyür. Bu ses kaydını bana karşı ellerinde sakladıklarını düşünüyorum. Bu ses kaydı alındığı sırada benim evimde Nilgün Arabacı, Gül Sanal Bayırova, akrabamız olan Sermin Eligül de yanımızda bulunuyordu. Bu olaya tanıklardır" diyen Erzan, şöyle devam etti:

"Tabloları ben yapmadım. Şöyle ki ben kimden ne kadar para aldıysam bunu kâğıtlara not almıştım. 9 Nisan Cumartesi günü yukarıda isimlerini saydığım şahıslar beni alıp bankaya götürdüklerinde benim not kâğıtlarımı da aldıklarını yine yukarıda söylemiştim. Bu kâğıtları alıp sonrasında bu tabloları Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) isimli şahıslar oluşturmuştur. Sonrasında da bana verdiler. Bende bunları alıp evime götürmüştüm. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 10 Nisan Pazartesi günü Çorlu'daki ikametim arandığında bankanın oluşturduğu bu tablolar ikametimde eve geçirilmiştir. Yani bu tablolar aslında banka tarafından oluşturulmuş tablolardır. Bu tabloda aslında banka tam olarak şunu yapmak istiyordu; alacak ile vereceği eşitleyip borcu minimuma indirmek istediler."

"ALİ YÖRÜK PARAYI TESLİM ALAN KİŞİDİR"

Ali Yörük'ten fon adı altında herhangi bir para almadığını belirten Erzan, "Bana zaman zaman para getirir fakat bu getirdiği paraları faiziyle birlikte geri alırdı. Hatta Ali Yörük başka tefecilerden de para bulup bana getirirdi. Sonrasında bu parayı faiziyle geri alırdı. Ali Yörük benden boş senet alıp imzamı da almıştır. Hatta hali hazırda bana 14 Nisan'da İstanbul 19'uncu İcra Mahkemesinde 5 milyon 708 bin TL'lik başlattığı takip ile ilgili kendisi hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Ali Yörük bana verdiği her parayı katbekat fazlasıyla, faiziyle geri almıştır. Benim tuttuğum not kâğıtlarında yer alan ibareler doğrudur. Ayrıca Ali Yörük istediği paraları vermezsem borcumun daha da artacağını ve bu durumun beni daha da sıkıntıya sokacağını söyledi. Ayrıca benden Ali Yörük daha önce zorla ipotekte aldı. Bunları daha sonra suç duyurumca belirteceğim. Ayrıca Ali Yörük zaman zaman benim fon vadettiğim insanlardan alacağım parayı teslim alan kişidir" şeklinde konuştu.

Erzan devamında, "Ali Yörük bu paraları teslim alıp içinden kafasına göre belirlediği bedeli kendisi için alırdı. Sonra da bana bu parayı tefeciye vereceğim şeklinde sözler söylerdi. Örneğin Bülent Çeviker'den teslim aldığımız 2 milyon 200 bin USD parayı Ali Yörük Florya'da elden 2 çanta şeklinde teslim almıştır. Sonrasında içinden 400 bin USD parayı kendisine aldı kalanını bana getirip verdi. Atilla Yörük Ali Yörük'ün öz kardeşidir. Atilla Yörük'ten bu zamana kadar hiç para almadım. Zaten kendisinin bu olayla alakası yoktur. Her işi Ali Yörük yapmaktadır. Atilla Yörük Ali Yörük'e adeta şoförlüğünü yapmaktadır. Bu zamana kadar Ali Yörük'e çok fazla para verdim. Özellikle Ali Yörük'e 2021-2022 yıllarında çok fazla para ödemesi yaptım" dedi.