Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan temel haklarının çiğnenmesinden şikâyetçi olan bireylerin başvurularını belirli koşullar altında değerlendiren uluslararası bir mahkemedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa devletlerinden birçoğu, bireylerin bazı temel haklarına saygı gösterme yükümlülüğü altına girmiştir. Bu haklar, Sözleşme’de ve sadece bazı ülkelerce kabul edilmiş olan, Sözleşme’ye Ek 1, 4, 6, 7 ve 13 numaralı Protokollerde gösterilmiştir. Sözleşme’ye taraf bir devletçe, bu temel haklardan biri veya birkaçının ihlalinden ötürü kendinizi şahsen ve doğrudan mağdur olarak değerlendiriyorsanız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayette bulunabilirsiniz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru halinde mahkeme, ancak Sözleşme ve Ek Protokolleri’nde yer alan hakların ihlaline ilişkin şikayetleri inceleyebilir. Mahkeme, ulusal yargı organlarına göre bir istinaf mahkemesi konumunda değildir ve onlar tarafından verilen kararları ne ortadan kaldırabilir, ne de değiştirebilir. Mahkeme’nin şikayet konusu olan makam nezdinde, lehinize doğrudan bir müdahalede bulunma yetkisi de yoktur. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru halinde mahkeme ancak Sözleşme’yi ve ilgili Protokolü onamış devletlere karşı yapılan ve belirli bir tarihten sonraki olaylara ilişkin başvuruları kabul eder. Bu tarih, şikayet edilen devlete ve şikayetin hangi metin ile güvence altına alındığına göre değişir.

Mahkeme’ye ancak, bir kamu otoritesinin (Parlamento, idare, mahkeme vb.) sorumluluk alanına giren işlemlerinden dolayı şikayette bulunulabilir. Mahkeme özel kişi veya kuruluşlara karşı yapılan şikayetlere bakmaz. Mahkeme’ye ancak iç hukuk yolları tüketildikten ve nihai karar tarihinden itibaren 4 ay içinde başvurulabilir. Bu kabul edilirlik koşullarına uymayan bir başvuru Mahkeme tarafından incelenemez. 

Bu nedenle, Mahkeme’ye başvurmadan önce ilgili devletin hukuk sisteminin sunduğu ve şikayetinizin konusunu oluşturan duruma çözüm getirebilecek tüm hukuk yollarını denenmiş olması şarttır. Aksi halde, bu yolların etkisiz kaldığının kanıtlanması gerekecektir. 

Dolayısıyla önce, en yüksek dereceli mahkemeye kadar tüm yetkili ulusal yargı organlarına başvuru yapılması ve onlar önünde Mahkeme’ye sunulması düşünülen şikayetin, en azından özü itibariyle dile getirilmiş olması gerekmektedir. İç hukuk yolları tüketilirken, ulusal mevzuatın öngördüğü usule ve özellikle de süreye ilişkin kurallara uygun hareket edilmelidir. 

Bilginiz açısından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru halinde mahkeme tarafından incelenen başvurulardan % 90’ının, yukarıda belirtilen şartlardan biri veya birkaçına uyulmadığı için kabul edilemez bulunduğu konusuna dikkatinizi çekerim.

Sözün özü; 1 gün gecikmeli de olsa, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kutlu olsun…