Halk arasında sevilen, yaygınlaşan her şarkının kendi târihi vardır. Hele sözkonusu Azerbaycan şarkısı ise bambaşka bir târihi vardır. Bunlardan bir tanesi bu gün düğünlerde kolları açarak oynadığımız (özellikle batı azerbaycanlılar) benim gibi şuan ki Ermenistan'dan sürülen Türklerin gururla oynadığı "İrevanda hal kalmadı" şarkısıdır.


Eminim bu şarkının târihinden haberdâr olsalar müzik çalmaya başladığında ortaya düşüp oynamazlar. Tam aksine ağlarlar. Bendeniz de 1999 yılına kadar maalesef ki bu şarkıyla oynayanlardan biriydim. Millet gazetesinde çalışdığım dönemlerde Azerbaycan'ın değerli şairlerinden rahmetlik Algayıt Hoca bana bu şarkının târihini anlatmışdı. 

Az önce Batı Azerbaycanlı bir dostumuzun kızının düğün görüntülerini izledim. Bu şarkıya o kadar içten oynamaktadılar ki , zorunda kalarak şarkının tarihini anlatma gereğini duydum. Şahsen bu şarkıyla ilgili bir kaç kez köşemde yazmıştım. Ancak görüyorum yeterli sayı değilmiş. Hep tekrar etmemiz gerek. Azerbaycan da bir söz var. "Tekrar bilginin anasıdır"...Yoksa mâzallah evlatlarımız dedelerinin kanlı kefenleri üzerinde yazılmış bu şiiri eğlence sanarak kol açıp daha  çok oynayacak. 

İrevan Türk hanlığı uzun yıllar Ruslarla savaşmıştır. İrevan kalesinin ele geçirilmesi esnasında Ruslar, Napolyona karşı  savaşa hazırlanmış topları kullandı. O zamanlar Rus rahip, bu mermilerin Napolyon’un ordusuna ateşlenmesine izin vermemiş ve bir Hristiyan’ın Hristiyan’a bu tür mermileri kullanması günahtır demişti.

Türklere karşı ise bunu kullandılar ve o top mermileriyle İrevan kalesini yıktılar. Hüseyngulu Han ve Hasan Han kalenin müdafaası için savaşmış ve şehit olmuştu. 

Paskevich, İrevan müslüman şeyhini getirmesi için bir Rus askeri gönderdi. Askerler Paskevich’in emriyle dini rehberi evinden alırken Şeyh idam edilmek üzere kefen giymiş, ölmeye hazır olduğunu göstermişti. 

Askerler iki tane yedek kefen almasını da söylemiş. Şeyh, buna anlam veremese de 2 kefen alır yanına. Şeyh meydana vardığında hanların yerde yatan cesetlerini görür. Paskevich, Çarın emri ile Hanları öldürdüğünü söylüyor. Şarkıda “yarım deyibdir qoşa dizdirmişem” kelimesi, "çarım deyibdir" olmalıdır. Ve orada "İrevan’da xal (yani ben) kalmadı" derken de Şeyh hanları yerde görerken yüksekten haray çekmiş (feryat-figan) “İrevanda Han kalmadı” değip ağlıyor. Sonradan bunu şarkıya dökerler. Ve Ruslar anlamasın diye bazı kelimeler değiştirilir. Ve o günden sonra cenazelerde "Vay Hüseyin vay Hasan" diye ağlar kadınlar. Aynı zamanda bölgenin tüm şairleri Hasan Han ve Hüseynqulu Hana şiirler yazar. Ruslar anlamasın diye bunu dini inançlara  bağlarlar. Ve tabii ki Farslar da bundan çok güzel yararlanır. Bu o zaman Sovyet İmparatorluğunun da işine yarıyor

Şimdi ki Ermenistan topraklarında Türkiye’yle sınır bölgesinde yaşayan Sünni Türklere Şii olarak dinlerini yaşama izni verilir. İran’la sınır bölgelerde de yaşayan Türklere ise Sünni olarak dinini yaşama izni verilir. Bunların sebebi ise sınırın o tarafındaki Türklerle bu tarafındaki Türklerin birleşme korkusudur. En azından mezhep ayrımıyla bunları ayrı tutabileceklerin sanırlar. 

Bu işte İran ve Rusya beraber siyaset yürüttü. 

"İrevan da hal kalmadı O hal ne haldır qoşa düzdürmüsen"...

"Yarım deyibdir qoşa düzdürmüsen"...Doğrusu ise budur:

İrevan da Han qalmadı

O han İrevan hanıdır

Koşa öldürmüsen (İkisini birlikte öldürmüşsün)

Çarım deyipdir (Onun emridir) kurşuna dizdirmişem.

Daha böyle sayısız halk Türkülerimiz vardır ki, hepsinin nice kahramanlık ve acıyla dolu öyküleri saklıdır. "Ay Laçın" bunlardan biridir, "Laleler Türküsü" bunlardan biridir. Ve hatta Azerbaycan Türk edebiyatında artık klasiklerden olan "Ayrılık Türküsü" de yine Azerbaycan’ın o tayından (tarafından) bu tayının ikiye ayrılmasını, bir vatanın zorla bölünüşünü, bir büyük milletin acılarla dolu parçalanışını anlatan bir Türküdür. Zengezurlu, Göyçeli, İrevanlı, Borçalılı, Derbentli, Güneyinde olduğu büyük Azerbaycan’da görüşmek arzusuyla…

Tabi konu öyle bir konu ki makaleyi yazarken bir taraftan acı acı ilhamda gelmeye başladı 
İşte o ilhamın acı dizeleri 

Düşman, notasıyla halk türküsü yazamasın 
Yazsan bile o halkla bir yere varamazsın 
Her nota halkın kültürüne saplanmış birer mızraktır 
Eğer uyanmazsan kolları açıp hep bu şarkılara oynarsın 

Atalarımızı katledip ağıtlarla oynattılar 
Bizi bir birimize karşı hep  mezheplerle yıprattılar 
Ne zaman birleşmeye kalkışsak 
Türlü türlü havalarla şımarttılar 

Kolları açıp oynamayı bırakacaksın 
Bu şarkıyı çalanı bulup gırtlağına yapışacaksın 
Düşmanın havasıyla asla huzurlu olamayacaksın 
Tüm bunları idrak ettiğin gün işte gerçek ulus o zaman olacaksın !!!