Her daim galip gelen İzzet sahibi ve kullarını her türlü tehlikeden, zor durumdan selamete çıkaran Azîz ve Selâm olan Allah’ın adıyla...

“-Ömür dediğin nedir Mücahit?

+Kıbrıs güneşinde kardır!

-Bugün burada kahramanca öldüğünü birileri bilsin mi Mücahit?

+Bilsin! Bilsin! Bilsin!

-Bugün burada kahramanca öldüğünü herkes bilecek Mücahit!”

Rum EOKA terör örgütünün sömürgeci İngilizleri Ada’dan atıp Ada’yı tarihinde hiç hakimi olmadığı halde Yunanistan’a  bağlamak hedefiyle (ENOSİS)  yola çıkan çapulcu terör örgütüne karşı Kıbrıs Türkleri  tarafından  önce 1955 yılında Volkan, Kara Çete ve Türk Mukavemet Birliği şeklinde topluluklar kurmuşlardır. EOKA’nın artan saldırılarına karşı hem sivil hem askeri mukavemet göstermek zaruri hale gelmiştir. Bu sistematik yoğunlaşan şiddet eylemleri doğrultusunda Anavatan Türkiye’ye dönemin başvekili Adnan Menderes ve Hariciye Vekili Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gelen Kıbrıs Türk Toplumu Başkanı Dr.Fazıl KÜÇÜK ve Kıbrıs Türk Kurumları Federasyon Başkanı Rauf Raif DENKTAŞ öncülüğünde Anavatan desteğiyle Türk Mukavemet Teşkilatı(TMT) adıyla kurulmuştur.

Teşkilat'ın  başlıca kuruluş amaçları; Kıbrıs Türkleri’nin can ve mal güvenliğini sağlamak, ENOSİS denen işgalci hedefe karşı çıkmak,Türklere karşı yapılacak saldırıları püskürtmek,Anavatan’a bağlılığı sürdürmek ve Türk toplumunun birlik ve beraberliğini tesis etmektir. Görüşmeler sırasında Bakan Zorlu’nun Rauf Denktaş’a silah gönderilirse alabileceklerini sorması üzerine Denktaş silahlarını alabileceklerini ifade etmiştir. Gelen silahları mücahitlere donatıp, kullanmayı öğretmek ve mücahitleri komuta etmek için TSK’nın Amerikan desteğiyle kurduğu Özel Harp Dairesi’nden görevlendirilen subaylar, gizli kimliklerle Kıbrıs’a gönderilmiştir. TSK tarafından görevlendirilen Tümgeneral Daniş Karabelen TSK’nın adı geçmemesi amacıyla TSK’da ki görevinden istifa edip biri Antalya’da diğeri Ankara yakınlarında ki Zir köyünde olmak üzere iki eğitim kampı kurmuştur. Ada’da ki TMT liderliği olan “Bayraktarlık” makamına ise “İş Bankası Müfettişi” kimliğiyle gönderilen Yarbay Ali Rıza VURUŞKAN atanmıştı. Tarihte eşine benzerine çok az rastlanır bir teşkilatlanmayla, karmaşık ve üst düzey gizlilikle yönetilen emir komuta zinciriyle, mükemmel bir ustalıkla tatbik edilen gayrı-nizami harp taktikleriyle takdire şayan bir direniş örneği teşkil etmişlerdir.

Teşkilatlanması:

Her bir üye bir kod ada sahipti. Örneğin; “Bozkurt” Bayraktar Yarbay Ali Rıza Vuruşkan, “Ağrı” Dr.Fazıl Küçük, “Toros” Rauf Denktaş’ın kod adlarıydı. mücahitlere “kurt”, eğitim sorumlularına “temizlik kurdu” silah ikmalini sağlayanlara “bereket kurdu” denmişti. Her TMT üyesine “Mücahit” denirdi tıpkı TSK’da ki “Mehmetçik” gibi. Mücahitlerin 5 veya 8 kişilik mangalara 1961 öncesi “çadır” sonrasında “oğul” , 5 veya 8 mangadan oluşan bölüklere 1961 öncesi “oba” sonrasında “petek”, 5 veya 8 bölükten oluşan taburlara 1961 öncesi “otağ” sonrasında “kovan”, 5 veya 8 taburdan oluşan gruplara ilk önce “yayla” sonradan “sancak” denmiştir. 1961 öncesinde yaylaları başyayla komuta ederken sonrasında yapılan değişiklikle bütün komuta yetkisi sancaktarlara devredilmiş, başyaylalar sancaktar yardımcısı olarak “serdar” rütbesi almışlardır. Lefkoşa, Baf, Limasol, Boğaz, Mağusa, Larnaka, Lefke, Yeşilırmak, Serdarlı ve Erenköy olmak üzere 10 sancaktan oluşmaktaydı.16 sene boyunca imkansızlıklar içerisinde muazzam bir direniş sergileyen TMT,  şiddet ve tahriklerin artması ve Yunan işgal planının devreye sokulması sonucu 20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin başlattığı Kıbrıs Barış Harekatında da üstün özveriyle  hava indirmelerin olacağı bölgelerde ve deniz çıkarma bölgelerinde yaptığı temizliklerle kardeşi Mehmetçik’e kavuşmuştur. Ve adını altın harflerle dünya nizami ve gayrı-nizami harp tarihine yazdırmıştır.Türk Mukavemet Teşkilatı Kıbrıs’ta türlü zulüm ve işkenceye maruz kalan her yanı uçsuz bucaksız bir umman ve ummandan daha acımasız ve daha vahşi düşmanlarla sarılmış Türk toplumuna bir umut, kurtuluşuna bir nur olmuştu. Rauf Denktaş’ın bir programda ki ifadeleriyle; İnönü ile yaptığı görüşmede Türk toplumunun gücünün ve sabrının tükendiğini belirtmiş, İnönü ise “Milli Mücadele’de Türk’ün sabrı bittiği yerden yeniden başlar” diyerek karşılık verdiğini  belirtmiş ve  “Türk’üz dayanıyoruz!” demişti. Türk Mukavemet Teşkilatı Kıbrıs Türk Toplumuna Türk’ün direngen ruhunu hatırlatmış, Kıbrıs Türkleri’nin “Kuvay-i Milliye”si olmuştur. Kıbrıs’ta  şehit düşüp kardeşçe koyun koyuna yatan mücahit ve mehmetçiğe, ömrünü Kıbrıs Türklüğüne vakfetmiş bütün direnişçilere selam ve rahmetle…

 

zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa

hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır.

göz yumma güneşten ne kadar nuru kararsa

sönmez ebedi her gecenin gündüzü vardır