Kullarının dostu ve koruyucusu, kuvvet ve kudretin menbaı Veliyy ve Metin olan Allah’ın görklü adıyla…

"Toprak bir milletin namusudur, namusun pazarlığı olmaz." beyan ediyor, Kıbrıs Türklüğünün Kutup Yıldızı Mücahit “Toros”.

Kıbrıs’taki Türk Cemaatinin mücadelesini…

1878 yılında Osmanlı’nın Kıbrıs’tan çekilip İngilizlere kiralamasından sonra 1914 yılında da İngilizler’ in ilhakıyla Rum ve İngilizler’in eziyetleri ve anavatan hasreti başlayan Kıbrıs Türk’ü acı ve ıstırap dolu günlere bismillah demişti. İlk başlarda sömürgeci İngilizlere karşı silahlı örgüt kurmuş olsalar da hep bir şekilde bu örgütler  Türkleri vurmaktan da geri kalmamışlardı. Rumlar ENOSİS’i gerçekleştirmek için her türlü vandal ve barbar eylemden geri durmuyor, sistematik bir baskı politikası yürütüyorlar lakin İngilizler bu eylemler karşısında gayet yumuşak karşılıklar veriyor, yetersiz tedbirler alıyorlardı.

Rumlar’ın bu sistematik baskılarına İngilizler’in aciz karşılıkları sebebiyle Türkler de milli bir refleks ile ölümlere ve zulümlere karşı teşkilatlar kurmuş, bildiriler dağıtmıştır. O dönem Kıbrıs Türklerinin kanaat önderlerinden olan, Rahmetli Başbuğ Türkeş’in de öğretmeni olan Faiz Kaymak, Kıbrıs Türk toplumunu temsil etmek hasebiyle cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev yapan Doktor Fazıl Küçük ve Kıbrıs Türk Cemaati Lideri Rauf Raif Denktaş önderliğinde 1958’in başlarında mitingler başlamış. Bu mitinglerin ilkinde Dr.Küçük, Kıbrıs Türk Milli Mücadelesinin parolası olan  efsanevi “YA TAKSİM,YA ÖLÜM!” sloganıyla, Rumlar’ın ENOSİS projesine karşın Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlanması gerektiğini savunan  Kıbrıs İstirdat Projesi(KİP)’ni dünyaya haykırdılar. 60 ihtilali ile TMT’nin, Menderes’in silahlı milis örgütü görülmesi sebebiyle Türkiye desteğini azaltmış, çalışmalar sekteye uğramış Kurucu “Bozkurt\Bayraktar” Anavatan’a çağrılmıştır. Türkiye’nin Kıbrıs politikasında pasif davranışlarını fırsat bilen Kıbrıs Başpsikopos ve Cumhurbaşkanı cani papaz Makarios daha da azmış EOKA’ya desteklerini arttırmıştı. 1961 yılında mevcut anayasanın değiştirilmesini dile getiren Papaz, 1963’ün başlarında 13 maddelik anayasa değişikliği teklif  etmiş ve kabul edilmesi için Rum faşistlerin ortaya attığı Akritas Planını devreye sokmuşlardır. Akritas Planı kısaca Kıbrıslı Türkleri zorla göç etmek, etmeyenler ise azınlık olduklarını kabul etmek mecburiyetinde bırakılmasını  hedefleyen plandır.1963 yılı sonuna kadar gazetelerde ve radyo yayınlarında toplum bu plana hazırlanırken Aralık ayının 20’sini 21’ine bağlayan gece 2 Türk’ün öldürülmesi sonucu başlayan olaylarda Dr.Küçük,Osman Örek, Makarios ve  Yorgacis’in ateşkes çağrılarına rağmen kapanmayan çatlak  Akritas ve EOKA terör örgütlerinin katliam ve zorbalıkları sonucu kapanmayacak derecede büyüdü. Önce 21-22 Aralık günlerinde Ayvasıl’a girip oradaki Türk halkı katledip toplu mezarlara gömdüler. Hemen sonrasında 24 Aralık günü Küçük Kaymaklı kasabasına ellerinde Türk bayrakları ile Türk askeriymiş gibi girip Türk direnişçilerin silahlarını indirmelerini sağlayarak Türk halkını katlettiler. Gecesinde Türk Alayında görevli Binbaşı Nihat İlhan’ın da evinin bulunduğu Lefkoşa’nın Kumsal semtine verilen ani bir baskınla Binbaşı İlhan’ın banyoda küvetin içine saklanan eşi ve 3 oğlu olmak üzere onlarca Türk’ün vahşice katledildiği yüzlerce Türk’ün de esir edildi. Esirler kiliseden bozma toplama kamplarına götürdüler. “Kanlı Noel” adıyla dünya utanç listesine adını yazdıran vandalların karşısında  Türkler’de kurbanlık koyun gibi  bekleyecek değillerdi. “Galiptir bu yolda mağlup.” Ruhuyla  ellerinde ki basit ve kullanışsız mavzerlerle Rumların daha hızlı ve atik silahlı milislerine canla, başla karşı koyuyor, direnişleriyle öleceklerini bilseler de direnişin izzet getirdiğine inanıyor bir an bile geri durmuyorlardı. 25 Aralık günü Türk Alayı’nın siperlere mevzilenmesi ve Türk Hava Kuvvetleri F-100’lerinin uyarı uçuşlarıyla verdiği gözdağı sayesinde Kara Papaz Makarios ve barbar Rum çeteleri korkarak geri adım attılar. 30 Aralık’ta İngilizler’in arabulucuğunda Türkiye, Kıbrıs Türk Cemaati ve Yunanistan, Kıbrıs Rum Yönetimi arasında “Yeşil Hat Anlaşması” imzalanarak Lefkoşa’da Rum ve Türk bölgeleri yeşil bir hat ile ayrılmış oldu.

Erenköy Direnişi:

Sistematik olarak saldırılar mütemadiyen sürerken Kıbrıs’ın Anavatan ile tek deniz bağlantısı olan, “Bereket” olarak adlandırılan silah, gıda ve türlü yardımların Kıbrıs Türkü’ne ulaştırılan bölgesi Erenköy’e Rum-Yunan kuvvetleri ağır bir asker ve silah yığınağı yapmış, Erenköy’ü düşürüp Türkiye’nin Kıbrıs ile bağını kesmeyi hedefliyorlardı. 1964 Ağustosunda başlayan saldırılara 2.000’i Rum Milli Muhafız Ordusu mensubu olmak üzere 15.000 kişilik bir Rum-Yunan kuvvetine karşı Erenköy çanağında sıkışmış Ali Rıza Vuruşkan ve Rauf Denktaş komutasındaki çoğunluğu kısa bir askeri eğitim görmüş üniversiteli mücahit gençlerden oluşan 745 Türk Mukavemet Teşkilatı mensubu tarihte eşine az rastlanır kırılması güç bir direnç gösterdiler. 8 Ağustos günü direniş tam kırılmak üzereyken Cengiz Topel’in de içinde bulunduğu Türk jetlerinin müdahalesiyle geri çekilen Rumlar, 9 Ağustos sabahı saldırılara devam ettiler bu seferde 64 Türk jeti ile yapılan müdahaleyle  Rum kuvvetleri püskürtüldü. İlk gün ki müdahalede Cengiz Topel’in bulunduğu jet Rumlar tarafından düşürüldü. paraşütle uçaktan atlayan Yüzbaşı Topel, bir Rum köyüne inerek Rumlar tarafından yakalandı. Çeşitli işkencelerle Türkiye’nin harekat planı öğrenilmek istendi lakin Yüzbaşı Topel tek kelime etmeyerek haysiyetsizce yaşamaktansa şereflice ölmeyi tercih etti. Otopsi raporuna göre sol gözü çıkarılmış, edep yerleri ezilmiş, iki kol pazusu matkapla delinmiş, kafasının sol tarafına bir beton çivisi çakılmış, boğazından göbeğine kadar göğsü yarılmış, akciğeri ve kalbi çalınmış olduğu tespit edilmişti.

Kıbrıs Barış Harekatı “Ayşe Tatile Çıksın”:

15 Temmuz 1974 tarihinde Başcani Nikos Sampson’un Papaz Cumhurbaşkanı Makarios’u darbeyle devirip kendisini Kıbrıs Yunan Cumhuriyeti Başkanı olarak addetmesi sonrası Başbakan Ecevit Londra’ya gitmiş harekatta Türkiye’nin kararlı olduğunu bildirmiş İngilizler ile ortak harekat yapmayı teklif etmiş harekata meşruluk kazandırmıştı. Ecevit’in emriyle TSK Taşucu’na hareket etmiş harekat emrini beklemekteydi. Tarihler 20 Temmuz 1974’ü gösterirken Genelkurmay’dan gelen emirle harekatın 1.dalgası havadan Beşparmak Dağları’na paraşütçü indirme ve şimdiki adı Karaoğlanoğlu(Pentemili) plajından denizden çıkartma yapılarak başlamış bulunmaktaydı. 22 Temmuz Günü BM Güvenlik Konseyi’nin girişimleriyle Türk Hükümeti ateşi keserek Cenevre görüşmelerine katılmayı kabul etti. Türkiye’yi temsilen Hariciye Vekili Turan Güneş, Kıbrıs Türk Yönetimini temsilen Rauf Denktaş görüşmelere katıldılar. Henüz daha görüşmeler sürerken Rumlar rahat durmayarak katliamları arttırarak devam ettiler. Görüşmeler olumsuz geçerken operasyonun 2. dalga hazırlıkları da tamamlanınca daha öncesinde Bakan Güneş ve Başbakan Ecevit aralarında anlaştıkları gibi “Ayşe Tatile Çıksın.” parolasıyla Turan Güneş görüşmeleri yarıda terk edip Türkiye’ye dönmüş, harekatın 2.dalgası 14 Ağustos 1974 sabahı 04.30’da başlamıştı. Kıbrıs’ta Mücahitler bir yandan Mehmetçiğin ineceği ve çıkacağı yerleri temizliyor onlarla omuz omuza çarpışıyor koyun koyuna şehit düşüyor gömülüyord. Bir yandan Lefkoşa ve Mehmetçiğin henüz ulaşamadığı yerlerde Rum çapulculara karşı üst düzey bir direniş gösteriyorlardı. Yeşil hatta çatışmalar sürüyor çatışanlar içinde Rauf Denktaş’ın oğlu Raif Denktaş’ta çatışıyor hatta bazen Rauf Denktaş’ta  oğluyla  omuz omuza düşmanla çarpışıyordu. Harekât ikinci dalganın üçüncü günü Ada’nın %38’i ele geçirilip Mağusa-Lefke hattı oluşturulunca işgalci duruma düşmemek hasebiyle ilerleme son bulmuştur.

Katliamlar ve Kayıplar:

-Sinde Katliamı: 12 Temmuz 1958 günü Rumlar’ın İnönü’lü 5 Türk’ü kalasla yollarının kesilip ateş açılarak katledildiler.

-Atlılar Katliamı: 13 Temmuz 1958 günü küçük bir Türk köyü olan Atlılar köyünde Rum askerleri tarafından 3 Türk çoban hayvanlarını otlatırlarken katledildiler.

-Arnayi Katliamı: 13 Temmuz 1958 günü 3 Türk çoban Arnayi’de hayvanlarını otlatırlarken Rum askerleri tarafından 2’si katledilip 1’i yaralandı.

-Üç Şehitler Katliamı: 19 Temmuz 1958 günü günümüzde Üç Şehitler olarak bilinen köyde Rum barbarlar tarafından 3 çocuk canice katledildi.

-Goşşi Katliamı: 19 Temmuz 1958 günü Goşşi Türk köyünden 3 genç köylerine yakın bir mevkiden su getirmeye giderlerken Rumların pusu kurması sonucu katledildiler.

-Tahtakale Katliamı: 20 Aralık 1963 günü Zeki Halil ve Cemaliye Emirali adındaki iki TMT üyesi silahsızlarken katledildiler.

-Kanlı Noel Katliamı: 24-31 Aralık 1963 günlerinde Rumların 24 Aralık gecesi başlattıkları çatışmalarda 364 Kıbrıs Türk’ü katledildi, yüzlercesi esir alındı, 30.000 kadar Kıbrıs Türk’ü göçe zorlandı ve Türkler Ada’nın sadece %3’lük bir kısmında Rum ablukası altında yaşamak zorunda kaldılar.

-Ayvasıl Katliamı: 21-22 Aralık 1963 günlerinde Rum çapulcular yaptıkları bir ani baskınla Ayvasıl köyünde 21 Türk’ü katledip toplu mezarlara gömdüler.

-Küçük Kaymaklı Katliamı: 24 Aralık 1963 günü Canibaşı Nikos Sampson komutasındaki 60 kişilik barbar çetesiyle Türk bayraklarıyla köye girerek şeytani planıyla köyü kolayca teslim almış 17 Türk’ü katledip 500 Türk’ü esir etmiş ve toplama kamplarına götürmüştür.

-Kumsal Katliamı: 24 Aralık 1963 günü Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve 3 oğlununda dahil olduğu 11 Türk’ü Rum çeteciler vahşice katlederek barbarlıklarının sınırının olmadığını gösterdiler.

-Agios Vasileios Katliamı: 26 Aralık 1963 günü Rum barbarlar şimdi ki adı Türkeli olan Agios Vasileios köyündeki 21 Türk’ü katledip toplu mezarlara gömdüler.

-Limasol Katliamı: 13 Şubat 1964 günü Rum askerleri tanklarla Limasol’da ki Türklere saldırdılar. 17 Türk şehit olurken 35 Türk’te yaralandı.

-Gazimağusa Katliamı: 12 Mayıs 1964 günü önceki gün öldürülen 2 Rum askeri ve 1 polisinin intikamını almak için Gazimağusa’da 17 Türk katledildi.

-Ağrotur ve Dikelya Katliamı: 13 Mayıs 1964 günü İngilizlerin yönetimindeki Ağrotur ve Dikelya bölgesinde 11 Mayıs’ta öldürülen 3 Rum’un intikamını almak  için 11 Türk katledildi.

-Geçitkale Katliamı: 1 Kasım 1967’de General Grivas komutasındaki Rum barbarlar ağır silahlarla Boğaziçi ve Geçitkale’ye yaptığı taarruz hazırlıklar sonrasında 15 Kasım’da başlayan saldırı sonucu onlarca ev ve yaşam alanını yağmalayıp ateşe verilirken 24 Türk’te şehit düştü.

-Alaminyo Katliamı: 20 Temmuz 1974 günü barbar Rum hükümeti tarafından, Türk harekatına karşı misilleme yapmak amacıyla yaşları 25-55 arası 15 Türk infaz edildi.

-Limasol Katliamı: 23 Temmuz 1970 günü barbar Rum Hükümetinin, Türk Ordusu Ada’nın Türk kantonlarına ulaşamadan Ada’nın Türk sakinlerinin hepsini yok etmek amacıyla Limasol’da 36 Türk’ü katlettiler.

-Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı: 14 Ağustos 1974 günü Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinin bütün Türk sakinleri katledildi. Toplamda 126 Türk Rum vandallarca şehit edildi.

-Taşkent Katliamı: 14 Ağustos 1974 günü EOKA’cı çapulcular Taşkent Köyünden 86 Türk çocuğunu katletti içlerinden sadece 1 tanesi kaçıp hayatını kurtarabildi.

-Taşpınar Katliamı: Ağustos 1974’te Taşpınar’da 3 kişilik bir Türk aile ve 2 Türk erkek Rum barbarlarca katledildi.

-Erenköy Direnişindeki Kayıplar: 745 mücahitten 10 mücahit şehit düştü, 23 yaralı vardı. Rum kuvvetlerden ise 53 Rum cani öldürülüp 125 Rum cani yaralandı.

-Kıbrıs Harekatı Kayıpları: 498 mehmetçik şehit oldu, 1200mehmetçik ise yaralandı. Kıbrıs Türk Yönetiminden 70 mücahit, 270 sivil şehit düştü.803 Türk sivilden bir daha hiç haber alınamadı. 1000 dolaylarında da yaralı vardı. Barbar Rum Kuvvetlerinden ise 4000 çapulcu öldürülüp 12bin çapulcu yaralandı.

 

  Mehmetçik ve Mücahit insanlık onuruna yaraşır bir şekilde savaşmış, sivillere zarar vermemiş, Kıbrıs’ın üzerine istiklal güneşi gibi doğmuştu. Kıbrıs’ta ki zulmetin karanlığını yırtan bir ziya ile Kıbrıs’ta insanca yaşanılacak bir istikbali tenvir etmişti. Kıbrıs Türkünü kanıyla  ve teriyle sonuna kadar hakkettiği istiklaline kavuşturmuştu. Mehmetçiği gören sarılmış, yılların hasretini dindiren iki kardeş gibi birbirlerini bağırlarına basmışlardı.

 

Selam olsun Kıbrıs Türkü için ömürlerini vakfeden liderleri Faiz Kaymak, Fazıl küçük, Rauf Denktaş’a

Selam olsun kutlu direnişi kahramanca yöneten Bayraktarlar Ali Rıza Vuruşkan,Şefik Karakurt,Kenan Çoygun,Cevat Giray,Rüştü Kazandağ,Süleyman Eyüpoğlu,Arif Eryılmaz,Çetin Başar ve Aydın İlter’e

Selam olsun Kıbrıs Türk direnişini omuzlayan Volkancılara,Kara Çetecilere ve tüm TMT’cilere

Selam olsun Kıbrıs Türklüğünün, zulüm altındayken bile onurlu ve direngen kadınlarına

Selam olsun Kıbrıs Türklüğünün direnişi için serdengeçen yiğit ve vuruşkan erkeklerine…

 

Ey Hürriyet, yazıklar olsun senin için çarpmayan kalbe!..”

 < Bu yazım başta Kıbrıs’ın Türk’ünün  bağımsızlık mücadelesine ve mücadelecilerine, sonra da henüz çocuk yaşımda kısa bir süre yaşadığım Kıbrıs’ta, olayların tam yaşandığı yerde bu kutlu mücadeleyi bana anlatan, TMT ruhunu teneffüs ettiren, her daim mazluma yunus, zalime yavuz olmayı öğreten rahmetli dedem Abdurrahman Sarar’a ithafımdır.>