ABD, İngiltere ve İsrail’in Kıbrıs Adası Üzerinden Filistin’e Müdahalesi

    

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümünü kutladığımız şu günlerde, Kıbrıs Türk’ünün adadaki tarihsel geçmişini anlatmadan önce güncel bir konu olarak 4 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail terör devletinin Gazze soykırımında Kıbrıs Adası’ndaki İngiliz Egemen Üsleri ile Rum Kesimine ait topraklarda Filistin halkına uygulanan soykırımda ikmal noktası olması hem düşündürücü hem de endişe verici bir boyutu bulunmaktadır.

Tarihte Garanti Antlaşmaları olarak geçen Zürih (11 Şubat 1959) ve Londra (19 Şubat 1959) Antlaşmaları İngiltere, Yunanistan ve Türkiye’nin garantörlüğünde Kıbrıs Adasındaki Rum ve Türk Toplumları arasında imzalanan, bağımsız bir devlet olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden antlaşmalar sonunda 16 Ağustos 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur.

İngiltere’nin bu antlaşmalarla ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’ndan doğan hakla adadaki egemenliğini Kıbrıs Cumhuriyeti’ne devretmiş olmasına rağmen Akrotiri ve Dikelya isminde iki askeri üssü bulunmaktadır.

Kıbrıs Adası’nda İngiltere’ye ait olan bu üslerin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından yoğun bir biçimde kullanıldığı bilinmektedir. Konumu itibariyle stratejik önemi bulunan ada Doğu Akdeniz’de yüzer bir gemi pozisyonundadır. Tarihsel olarak devamlı surette işgal gören Kıbrıs Adası 21. Yüzyılda ise Filistinlilere uygulanan soykırımda maalesef saç ayağı olarak kullanılmaktadır.

İngiltere’nin haber sitesi olan Declassified Uk (https://www.declassifieduk.org/) haberine göre; ABD, İngiltere’nin Akrotiri ve Dikelya üslerini kullanarak Avrupa’nın dört bir yanından İsrail’e silah yollamaktadır. ABD Savunma Bakanlığı, hangi Amerikan uçaklarının uçtuğunu veya uçaklarda hangi silahların bulunduğunu söylemeyi redetmektedir.

Kıbrıs Adası, 7 Ekim’den bu yana İngiltere’ye ait adadaki üslerden İsrail’in Gazze’yi bombalaması ve buna destek veren ülkelerin uluslararası askeri merkezi haline gelmiştir. ABD Hava Kuvvetleri askeri nakliye uçakları ile Almanya, Türkiye ve İspanya’daki askeri üslerinden Kıbrıs Adası’ndaki İngiltere’ye ait üslere nakliye uçuşları gerçekleştirerek oradan da Tel Aviv’e inmektedirler. İngiltere ise ABD’nin Kıbrıs Adası’ndan gerçekleştirdiği uçuşların yarısının İsrail’e silah taşıyan uçaklar olduğunu söylemektedir.

İsrail gazetesi Haaretz (https://www.haaretz.com/)’in haberine göre; çatışmaların başladığı zaman itibariyle 40’tan fazla ABD nakliye uçağı, 20 İngiliz nakliye uçağı ve 7 ağır nakliye helikopterinin İngiltere’ye ait Kıbrıs Adası’ndaki Akrotiri’ye uçuş gerçekleştirdiği söylemektedir. Uçaklara Avrupa’daki ABD ve NATO’ya ait silah depolarından kargolar yüklenerek Tel Aviv’e askeri yardım ulaştırmışlardır.

Tel Aviv’e 290 km (180 mil) ve 40 dakikalık uçuş süresi uzaklıkta bulunan İngiltere’ye ait Akrotiri üssü, uzun zamandır Orta Doğu’da İngiliz askeri operasyon ve harekâtları için bir merkez görevi görmektedir. ABD Hava Kuvvetleri İsrail’in 7 Ekim’den Gazze’ye bombalamaya başlamasından itibaren 18 ve 24 Ekim’de güney İspanya’daki Rota hava üssünden Kıbrıs’taki Akrotiri üssüne iki büyük C-17A Globemaster askeri nakliye uçağı gönderdi. Yine ABD, 25 Ekim’de NATO’nun hava komuta merkezi olan Almanya’daki Ramstein hava üssünden Akrotiri’ye bir C-17 daha göndermiştir. 5 Kasım’da da ABD’nin Türkiye’deki hava üssü olan İncirlik’ten C-130J Hercules askeri nakliye uçağı yine Kıbrıs Adası’ndaki İngiltere’ye ait Akrotiri üssüne iniş gerçekleştirmiştir.

  

Kıbrıs’taki üslerden havalanan ABD askeri kargo uçakları güney İsrail’de yer alan Negev Çölü yakınlarındaki Nevatim Hava Üssü’ne ve Tel Aviv’deki Ben Gurion Uluslararası Havaalanına inen askeri uçaklar İsrail ordusuna silah, zırhlı araçlardan oluşan çeşitli askeri yardımlarda bulunmuşlardır.

ABD’nin Kıbrıs’taki İngiliz topraklarında faaliyet gösteren başlıca casusluk teşkilatının adı Ulusal Güvenlik Ajansı (National Security Agency-NSA)’dır. Bu ajans, yabancı ülkelerin iletişimlerini (telefon, e-posta vs.) dinleyerek bilgi toplar ve Amerikan hükümetinin iletişim ağlarını yabancı teşkilatlardan korumak için çalışmaktadırlar. Kıbrıs Adası’nda İngiltere ve ABD istihbaratı için casusluk faaliyetleri için birçok tesis bulunmaktadır.

Kıbrıs Adası’nın tam ortasında bulunan Trodos Dağı’nda konumlandığı için Trodos Üssü olarak da isimlendirilen sinyal istihbarat tesisleri İngiltere’nin Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika üçgeninde adeta gözü kulağı durumundadır.

Bölge üzerindeki tüm radyo frekans dalgalarını ve uydu sinyallerini yakalayarak analiz edebilme kabiliyetine sahip olan bu tesisler, özellikle Rusya’nın Kıtalararası Balistik Füze denemelerini yakından izleyerek raporlamaktadır. İngiltere ve ABD ortaklığının yoğun şekilde hissedildiği bu üsler Akdeniz’de görev yapan ABD donanmasına ait 6. Filo’ya ciddi veri akışı sağlarken ayrıca ABD’nin bölge üzerinde bulunan diğer üslerden (Örnek: Türkiye-İncirlik) DTH (Direct to Home) radarları ile tespit edemediği füze denemelerini erkenden tespit edebildiği bilinmektedir.

ABD’nin İngiltere’ye ait Kıbrıs Adası’nda bulunan askeri üslerinden gerçekleşen casusluk ve istihbarat uçuşları rutin bir hale gelirken, İsrail’in Gazze’yi bombalaması sırasında uluslararası askeri desteğin merkezi haline gelmiştir. Halen İngiltere Savunma Bakanlığı, Kıbrıs Adası’ndaki İngiliz üsleri aracığıyla toplanan istihbarat bilgilerinin ABD istihbaratının İsrail ile paylaşılıp paylaşılmadığı konusunda açıklama yapmayı reddetmektedir.